Tasarım dünyasında kartlar yeniden dağıtılıyor. Canva, Affinity'yi yuttu ve beklenen hamleyi yaptı: Yazılım artık herkesin kullanımına açık. Sosyal medyada "Adobe bitti" çığlıkları atan atana.

Acele etmeyin.

Dev şirketler, milyonlarca dolarlık Ar-Ge ürününü hayrına dağıtmaz. Eğer bir ürün bedavaysa, asıl ürün sizsiniz demektir. Bu hamle, Adobe tekelini kırmak için değil, sizi başka bir dijital çite, Canva ekosistemine hapsetmek için yapıldı.

Profesyonellik, duygusal tepkilerle değil, risk analiziyle ölçülür. Gelin, bu "hediyenin" faturasını gerçekte kimin ödeyeceğine, sosyal medyadaki gürültüden uzaklaşarak, yakından bakalım.

Canva Affinity ücretsiz sürümü ile Adobe Photoshop karşılaştırması ve tasarım sektörü analizi.

Ücretsiz Etiketinin Ardındaki Ticari Matematik

2025 yılında hiçbir şirket, milyonlarca kullanıcısı olan bir teknolojiyi "iyilik olsun" diye bedava vermez. Kurumsal hayatta şövalyelik yoktur. Hesap makineleri vardır.

Canva'nın hamlesi, Truva atı stratejisinin dijital çağa uyarlanmış halidir. Affinity'yi kapıdan içeri sokuyorlar, ancak asıl ganimeti içeride istiyorlar: Yapay zeka aboneliği.

Yazılımı indirdiğiniz an bir gerçekle yüzleşiyorsunuz. O çok övülen, iş akışını hızlandıran yapay zeka araçlarının tamamı kilitli. Bu kilitleri açmanın tek yolu, Canva Pro abonesi olmak. Yani ücretsiz denilen şey, aslında sofistike bir "gel gel" taktiği.

Daha büyük bir risk var.

Para ödemediğiniz yerde söz hakkınız olmaz. Bir sabah uyandığınızda özelliklerin kısıtlandığını, şartların değiştiğini görebilirsiniz. Çünkü müşteri değilsiniz. Sadece bir istatistiksiniz.

Şirket şimdiden destek forumlarını kapattı, kullanıcıları Discord sunucularına yönlendirdi. Milyonluk cirosu olan bir tasarım ofisinin, teknik destek için oyun sohbet odalarında çözüm aradığını düşünün.

Bu, sürdürülebilir bir iş modeli değildir.

Profesyonel İş Akışında Macera Aranmaz

Hafta sonu keyfi için tasarım yapan biriyle, teslim tarihi yaklaşan bir ajansın ihtiyaçları aynı kefeye konulamaz. Amatör bir göz için Affinity Studio "yeterli" görünebilir. Ancak profesyonel arenada "yeterli" kelimesi, kaliteden ödün vermek demektir.

Fotoğrafçılık disiplininden başlayalım. Bir profesyonel için renk doğruluğu tartışmaya kapalıdır. Affinity'nin RAW işleme motoru, kamera eşleştirme profillerinden yoksun. Kamerada gördüğünüz renk ile ekranda gördüğünüz renk arasında ciddi sapmalar yaşanıyor. Capture One veya Lightroom kullanan birinin, renk tutarlılığını şansa bırakan bir yazılıma geçmesi teknik bir intihardır.

Vektör tarafında da durum farklı değil. Yıllardır talep edilmesine rağmen hala temel bir "blend shapes" (şekil harmanlama) aracı yok. Basit bir sıralama (array) aracı bile bulunmuyor.

En kritik sorun ise "ortak dil" eksikliği.

Sektörün lingua franca'sı Adobe'dir. Matbaaya, reklam ajansına veya başka bir tasarımcıya dosya gönderdiğinizde, Affinity'nin kendine has dosya formatı duvara toslar. Lightroom ile Photoshop arasındaki o kusursuz paslaşmayı, burada bulamazsınız. İş akışınız yavaşlar, "round-trip" denilen dosya transfer süreçleri zamanınızı kemirir.

Zamanın nakit olduğu bir dünyada, bedava bir yazılım size zaman kaybettiriyorsa, aslında en pahalı seçenektir.

Yapay Zeka Entegrasyonunda Veri Güvenliği

Bugün kurumsal kararların tek bir motifi var: Yapay Zeka. Şirketler arasındaki etik uçurum tam da burada açılıyor.

Adobe, Firefly modelini eğitirken telif sorunlarını minimize ettiğini savunuyor ve ticari kullanım için kullanıcıya "güvenli alan" taahhüt ediyor. Müşteriye teslim ettiğiniz işin arkasında duruyorlar.

Peki Canva?

Yasal metinlerine küçücük harflerle bir not düşmüşler. Özetle şöyle diyor: "Yapay zeka çıktılarının doğruluğunu garanti etmiyoruz. Oluşacak zararlardan sorumlu değiliz. Başınızın çaresine bakın."

Bir ajans sahibiyseniz, bu riski alamazsınız. Müşteriniz telif hakkı ihlaliyle suçlandığında "Canva bedava vermişti" savunması mahkemede işe yaramaz. Ayrıca, verilerinizin gelecekte model eğitmek için kullanılmayacağının garantisi de yok. Bugün "kullanmıyoruz" diyorlar. Yarın bir güncelleme ile her şey değişebilir. Ücretsiz kullanıcının itiraz hakkı yoktur.

Gerçek Açık Kaynak ile Kurumsal Ücretsiz Arasındaki Fark

Affinity yazılımının ücretsiz olması sık sık Blender veya DaVinci Resolve modelleriyle karşılaştırılıyor. Bu, elma ile armudu kıyaslamaktır.

Blender, arkasında ticari bir ajanda olmayan, topluluk tarafından yönetilen gerçek bir "açık kaynak" başarı hikayesidir. DaVinci Resolve ise donanım ve stüdyo yazılımı satışlarıyla finanse edilen, profesyonel sürümü sektör standardı olan bir ekosistemin giriş kapısıdır.

Bir de GIMP ve Inkscape gerçeği var. Bu yazılımlar gerçek anlamda özgürdür. Veriniz sizindir, lisans iptali riski yoktur. Ancak profesyonel üretim bandında, özellikle baskı hazırlığı ve CMYK renk yönetiminde Adobe veya Affinity kadar pürüzsüz bir deneyim sunmazlar. Arayüz alışkanlıkları ve endüstri standartlarına uyum konusunda ciddi öğrenme eğrileri vardır. Yine de kurumsal bir tuzağa düşmek istemeyenler için GIMP ve Inkscape, Affinity'nin sunduğu "koşullu özgürlükten" çok daha şeffaf seçeneklerdir.

Canva'nın modeli ise Capture One Express vakasına daha yakındır. Bir zamanlar popüler olan bu ücretsiz sürüm, şirket politikası değiştiğinde bir gecede kapatıldı ve lisanslar iptal edildi.

Ücret ödemediğiniz bir hizmetin garantisi olmaz. Yarın Affinity projesi kârlı bulunmazsa, fişin çekilmeyeceğinin garantisi yoktur.

Rekabetin Sektöre Getireceği Soluk

Yanlış anlaşılmasın; rekabet iyidir. Adobe gibi devlerin ensesinde bir nefes hissetmesi, onları daha dürüst ve yenilikçi olmaya zorlar.

Affinity Studio, özellikle bütçesi kısıtlı tasarımcılar ve öğrenciler için harika bir kapı aralıyor. Ancak bir işletmeyi, geleceği belirsiz ve amacı sadece sizi başka bir aboneliğe çekmek olan "ücretsiz" bir modele taşımadan önce iki kez düşünün.

Piyasada bir şeyler bedavaysa, fatura mutlaka bir gün, bir yerden çıkar. O gün geldiğinde elinizdeki dosya formatlarıyla ortada kalmak istemiyorsanız, heyecana değil, stratejiye odaklanın.